Önce kâğıttan sayfalar vardı. Dijital çağ henüz başlamamıştı, çocuktuk. Bir şey öğrenmek isteyince basacağımız tuşlar, ekranlar ya da uygulamalar yoktu. Televizyon vardı ama içindeki kimseler söylediklerimizi duymazdı. Zeki Müren bizi kesinkes görmezdi. O zamanlar kalın deri ciltli, ağır ansiklopediler vardı. Kendimiz bir cildi raftan almaya çalıştık diyelim, o çocuk ve cüce halimizle pek komik olurduk.“Kalbimi bir ansiklopediye bıraktım” yazısının devamını oku