Bir kadın gazetecinin ölümü

Gerçek suç öykülerini genelde ilgiyle takip ederim. Bunlarda neredeyse formülleşmiş belirli bir anlatım vardır ve sıra dışı örneklere nadiren rastlanır. HBO yapımı Danimarka dizisi Soruşturma (The Investigation) da gerçekten yaşanmış bir kadın cinayetini ekrana taşıyor.

Blu TV’de yakınlarda gösterime giren Soruşturma’yı önce bir roman uyarlaması ya da özgün bir polisiye dizi zannettim. Sonra birebir gerçek bir olaya dayandığını öğrendim. 2017 yılında Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 30 yaşındaki genç ve umut vaat eden İsveçli gazeteci Kim Wall’un ortadan kaybolduğu bildirilir. Bu sırada ülkenin tanınan girişimcilerinden birinin kendi atölyesinde yaptığı mini denizaltının da açıklarda battığı duyulmuştur. Soruşturma, işte bu iki olay arasındaki bağlantıyı sorgulayarak vaka üzerinde çalışmaya başlayan Kopenhag cinayet masasının öyküsü. Gerçek suç ile belgesel arasında gezinen bir çizgide (dizideki araştırma gemisi gerçekten olayda kullanılan gemi, maktulün anne babasının köpeği Iso gerçekten de ailenin köpeği vb.) Danimarka’nın pek çok önde gelen oyuncusunun katılımıyla Soruşturma altı bölümlük bir mini dizi.

Kopenhag.
Photo by Shvets Anna on Pexels.com

Hep erkekler öldürüyor

“Cinayet” bir erkek işi. Bunun sağlam bir temeli var: olgular. Gerçekten de dünyada cinayet işleyenlerin yaklaşık yüzde 90’ı erkekler, erkek maktullerin oranı da yüzde 85 civarında.* Fakat işin başka bir yönü var: Erkekler, dışarıda erkekleri, eve gelince ise kadınları –eşlerini ya da sevgililerini– öldürüyorlar. Kadın cinayetlerinde maktullerin büyük çoğunluğu ev içi/ilişki içi şiddet sonucunda erkek partnerin öldürdüğü kadınlar. Buna rağmen özellikle gerçek suç yapımlarına bakınca sadece kadınların cinayete kurban gittiği yanılsamasına kapılabiliriz. Erkekleri öldüren erkeklerden çok kadınları öldüren erkekler merak ediliyor. Bunun nedeni kadınların öldürülmesine ilişkin global bir duyarlılık olsaydı keşke. Kadın cinayetlerinde çoğu zaman cinsel saldırı gibi genel izleyicinin merakını kolayca çekecek sansasyonel unsurların bulunması, bu konuların tek tip bir bakış açısıyla işlendiği tuhaf anlatılar yaratıyor. Bilirsiniz, bu tarz işlerde genelde erkek yönetmenler erkek dedektifleri kameranın önüne geçirir ve erkek katillerin işlediği cinayetleri nasıl çözdüklerini onlara anlattırır. Kadın maktul ise çoğu zaman sadece gençliği ve güzelliğini öne çıkaran gülümsemesi ve bedeniyle şöyle bir görünür, o kadar. Bu olaylar öyle çok seviliyor ki, sadece geçtiğimiz yıl ünlü Amerikalı katil Ted Bundy hakkında iki belgesel dizi, bir de film izledim; tümü de yeni yapımlardı. Özellikle Amerikan gerçek suç anlatıları, kadın cinayetlerini nesneleştiriyor. Böylece “korunmasız” ve yalnız kadınların her an bir caninin hedefi haline gelebileceği fikri yeniden üretilirken gerçekte kadınları en yakınlarındakiler; eşi ya da sevgilisi öldürüyor.

Soruşturma da Danimarka’da yakın zamanda sansasyon yaratmış bir kadın cinayetini konu alıyor. Dizinin yönetmeni ve senaristi Tobias Lindholm, Guardian’a “Soruşturma: Kim Wall hakkındaki dizimde katilin adı neden geçmiyor?” başlıklı bir yazı yazmış. Lindholm, olay ilk yaşandığında Danimarka medyasının katil zanlısına fazlasıyla yer verdiğinden ve maktul kadın gazetecinin neredeyse unutulduğundan yakınarak olayı çözüme kavuşturan ekibe odaklandığını söylüyor. Bu sefer de Soruşturma başka bir erkeğin, Søren Malling’in canlandırdığı cinayet masası şefi Jens Møller’in hikâyesi olmuş. Maktul Kim Wall’un acılı anne ve babası ön planda ama dizide gazeteciye dair pek bir şey yok. Bunun bilinçli bir seçim olduğunu ve konuyu böyle işlemenin diziye daha belgesel bir nitelik kazandırdığını anlamakla beraber, Kim Wall’un “yokluğu” beni rahatsız etti.

İsveçli gazeteci Kim Isabel Fredrika Wall, 1987’de Trelleborg’da doğmuş. London School of Economics’te uluslararası ilişkiler okumuş ve New York’ta Columbia Üniversitesi’nde gazetecilik alanında yüksek lisans yapmış. Öldüğü sırada Kopenhag’da yaşıyormuş. Guardian, New York Times, Vice, Slate ve TIME gibi son derece prestijli yayınlar için serbest muhabirlik yapan, hatta iklim değişikliği üzerine Almanya’da yayımlanan bir haberiyle ödül kazanan, umut vaat eden gazeteci Wall’un şanssızlığı, Kopenhag’da yaşayan girişimci Peter Madsen hakkında bir haber yapmak istemesi olmuş. O gün beraberce mini denizaltı UC3 Nautilus’a binmişler ve genç kadından bir daha haber alınamamış.

Kim Wall’un bindiği denizaltı UC3 Nautilus ve yaratıcısı Peter Madsen – 2008
Frumperino, CC BY-SA 3.0 https://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0, via Wikimedia Commons

Her ne kadar bir erkeğin hikâyesi olarak kurulmuşsa da, bir gerçek suç dizisinden beklenen bildik trükleri uygulamayışı, güçlü karakter odağı ve görselliğiyle Soruşturma türün meraklısının ilgiyle izleyeceği, övgüyü hak eden bir yapım. Sinematografi Magnus Nordenhof Jønck’a ait. Savcı rolünde Game of Thrones’tan tanıdığımız Pilou Asbæk de var.

Coğrafya kaderdir

Kim Wall, öldürülmeseydi herhalde hâlâ üretmeye devam edecekti. Peki, ya olay Türkiye’de yaşanmış olsaydı? Tıpkı Danimarka’da olduğu gibi ölümü medyaya yansıyacak ve günlerce konuşulacaktı belki. Burada elbette şöyle bir fark olacaktı: Katil zanlısı serbest bırakılmasın diye sokakta ve sosyal medyada baskı oluşturulacak, genç kadının adı bir Twitter hashtag’ine konu olacak, fotoğrafı hepimizin sosyal medya profillerine girecekti. Dost meclislerinde, komşu gezmelerinde, ofis dedikodularında ise hep aynı meşum soru sorulacaktı: “O denizaltıda kadın başına ne işi varmış?” Hiç kimse ölümünü çok izlenen bir diziye konu etmeye kalkışmayacaktı, zira bu ülkede ortalama her gün en az bir kadın öldürülüyor.

Türkiye’de 2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından öldürülmüş, 171 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçmiş. Sokakta, basında ve yeni medyada, özellikle Kadın Cinayetlerini Durduracağız platformu aracılığıyla güçlü bir şekilde ses çıkarılıyor olmasaydı hangilerinin öykülerinden ne kadar haberdar olabilecektik? Görece “medeni” bir Avrupa ülkesinde bile öldürülen bir “kadının adı yok”sa, burada işin içinden nasıl çıkacağız?


Thumbnail image source HBO official trailer, image shot and edited by blogger.

*Güncel verilere konuyla ilgili BM sitelerinden erişilebilir.